KURRA HAFIZ HACI SALİH TANRIBUYRUĞU HOCAMIZI VEFATININ 33. YILINDA ANDIK

KURRA HAFIZ HACI SALİH TANRIBUYRUĞU HOCAMIZI VEFATININ 33. YILINDA ANDIK

KURRA HAFIZ HACI SALİH TANRIBUYRUĞU HOCAMIZI VEFATININ 33. YILINDA MİNNET,ŞÜKRAN VE DUALARLA ANDIK. ALLAH RAHMET EYLESİN, MEKANI CENNET OLSUN. KURRA HAFIZ HACI SALİH TANRIBUYRUĞU HOCAMIZI BİRAZ DA YAKINDAN TANIYALIM: HACI HAFIZ SALİH TANTRIBUYRUĞU Kestanepazarı Kur’an Kursunun temellerini atılmasını sağlayan ve gelişmesinde de emekleri söz konusu olan Kestanepazarı cami imamı ve aynı zamanda merkez vaizi  Hacı Hafız Tanrıbuyruğu’nun kısa bir öz geçmişini vermek yerinde olacağı kanaatindeyiz. Hacı Salih Tanrıbuyruğu 1892 yılında, İzmir’in Faikpaşa mahallesinde ilmiye geleneğinden gelen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Beş yaşında hafızlık mektebine gitmiş, on yaşında hafız olmuş ve on üç yaşında medreseye başlamıştır. O dönemin önemli şahsiyetlerinden ders alan Salih Tanrıbuyruğu Kur’an-ı Kerim’i vücûh (Kur’an-ı Kerim okunuşundaki farklar) ilmiyle tamamlamış ve kura hafız unvanıyla diploma almıştır. On sekiz yaşına girdiğinde Kestanepazarı Camiine imam tayin edilmiştir. Bu dönemin Ramazan aylarında, teravih namazlarını hatimle kıldırmıştır. Hacı Salih Tanrıbuyruğu iş hayatında çeşitli mesleklerde bulunmuş, (fırıncılık, şekercilik, terzilik, eğercilik) fakat işleri başarısız gidince ilmî faaliyetlerine devam etmiştir. Hacı Salih Tanrıbuyruğu’nun en yetkin olduğu alan kırâattır. Fıkıh ilminde de ün kazanmış ve bu alanlarda dersler vermiştir. Bunların yanında Arapça, tefsir, fılıh usulü, hadis ve mantık gibi dersler de göstermiştir. Başlıca okuttuğu kitaplar ise: Tarîkat-ı Muhammediye, Celaleyn,  Merâku’l-Felâh ve Muhtâru’l-Ehâdis. Ererleri: 1-Muhîtu’t-Tecvit (Daha sonra Kur’an Tecvidi olarak değiştirilmiştir.) İzmir 1329 2-Halk Din Bilgilerinde İman, İzmir 1946, Diyanet İşleri Müşavere Kurulu Mümeyyizi Dersi’am’dan  A. Şükrü Eren ile beraber yazılmıştır. 3-İbadetlerimiz, İzmir 1970 4-Ramazan ve Oruç Risalesi, İzmir 1953 5-Zekât Sadakai  Fıtır ve Bayram Risalesi, İzmir 1953 6-Kur’an-ı Kerim Okunuş Usul Cetveli, Birinci Kitap, İzmir 1966 7- Kur’an-ı Kerim Okunuş Usul Cetveli Vakıf ve Vasıl Halinde Değişen Okunuşlar, İkinci Kitap İzmir 1970 8-İslam İtikadı ve Ehli Sünnet İtikatları, İstanbul 1971 9-Dini Makaleler (Alaşehir’de görev yaptığı dönemlerde yayımlanmış makalelerinden oluşmaktadır.) 10-Dinimizde Tarikat, İzmir 1974 11-Nasihat, Bütün Kur’an Din Kardeşlerimize ve Hafızlara, İzmir 1975 12-İmanın Şubeleri, İzmir 1976 13-İslam’da Nikah Meselesi, Nikah, Süt, Talâk, Yemin, Adak 1976 14-Kur’an- Kerim Tasavvufu, İzmir 1977 Hayatının büyük bir kısmını din eğitimi hizmetine harcayan Hacı Salih Tanrıbuyruğu Alaşehir’de kaldığı dönemlerde de halka vaaz ve nasihat yoluyla faydalı olmaya çalışmıştır. Onun en büyük hizmetlerinden biri hiç şüphesiz Kestanepazarı Kur’an Kursunun doğmasına vesile olması ve bu kurumun gelişmesindeki katkılarıdır. Mehmet AKKÖPRÜ Hocamızın öğrencisi Hacı Mehmet Şakır,  Hacı Hafız Salih Tanrıbuyruğu’nu anlatıyor: Hafız Salih Tanrıbuyruğu Hocamızın İtikat ve İbadet Konularındaki Hassasiyeti Hocamız itikat mes’elelerinin şakasının olmadığını uzun uzun anlatırdı. İbadetlerde ise oldukça titizdi. Hafızların ve imamların her türlü hareketine azami dikkat etmeleri gerektiğini hep hatırlatırdı. Hocamız mukabelelerde bir tecvit kuralının dahi ihlaline tahammül edemezdi. Tecvit kurallarında hata yapan hafızı mukabeleden çıkarırdı. Namazlarda imamlık yapan hafızların yanlışları nedeniyle, namazı tekrar ettirdiğini hatırlıyorum. Hocamız hiç gadaplanmaz (kızmaz), kahkaha ile gülmezdi. İki sene içerisinde bir defa öfkelendiğini, bir defa da güldü kahkahaya yakın güldüğünü gördüm. Gadaplanması (kızması) şöyle oldu: Öğle namazından sonra cemaate yönelik tefsir dersleri yapardı. Biz talebeler de camide oturuyor, arkadaşlarımızla sohbet ediyoruz. Ancak sohbeti biraz koyulaştırmış olmalıyız ki gürültümüz öyle artmış ki, cemaat tefsir dersini duyamaz hale gelmiş. Hocamız bize “susun” diye seslendi. Biz çocukluktan olsa gerek, hocamızın ikazını pek dikkate almamışız. Hocamız kızarak birkaç kelam etti. Gülmesi de şöyle oldu: Zamanın İzmir Müftüsü Akif Salı Hoca efendinin esprili bir konuşma üslubu vardı. Akif Hocanın esprilerinden öyle hoşlanmış olmalı ki, o zamanda aşırı bir kahkaha olmamak kaydıyla epey güldüğünü hatırlıyorum. Üstad Tanrıbuyruğu hocamız Talebeleriyle Yakından İlgilenirdi Hasta olan talebelerinin koğuşlarına gelerek onlara geçmiş olsun ziyaretinde bulunur, onlara “günahlarınıza kefaret olsun inşallah” derdi. Bize derse gelirken “selam” ile gelir, ders bitip kalkarken de “Esselamü aleyküm” derdi.Dersin bittiğini biz, son selamdan anlardık. Ege Bölgesine atanacak tüm vaiz, imam-hatip ve müezzinlerin atamaları Hacı Salih Tanrıbuyruğu Hocamızın başkanlığındaki komisyonla belirlenir, Hocamızın onayıyla karara bağlanırdı. Hocamız “itikat” hususunda insanları şüpheye düşürecek hiçbir davranışta bulunulmaması gerektiğini söylerdi. “Uyduğumuz kişi “Ben tarikat ehliyim, ben hocaların hocasıyım” dese, hatta gökyüzüne, denizin üstüne seccade serip namaz kılsa, hal ve hareketleri dine uymuyorsa asla peşinden gitmeyin.” Derdi.