Ademin Yaratılışıyla İlgili Hadisler

Ademin Yaratılışıyla İlgili Hadisler

213887906wis HADİS - 1 İmam Ahmed b. Hanbel dedi ki: Yahya Ve Muhammed b. Cafer, Ebu Musa'dan rivayet ederek Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu söylediler: «Allah, Adem'i yeryüzünün tümünden aldığı bir avuç topraktan yarattı. Adem oğulları, yeryüzü(ndeki nitelikler) miktarınca dünyaya geldiler. Onlardan kimi beyaz tenli, kimi kızıl tenli, kimi siyah tenli, kimi bu iki renk alaşımında ki bir tenli olarak dünyaya geldi. Kimi yumuşak, kimi sert huylu; kimi murdar, kimi temiz karakterli olarak dünyaya geldi.» HADİS - 2 Süddî, Ebu Malik ile Ebu Salih'in, İbn Mesud ile bir grup sahabeden rivayette şöyle dediklerini anlatır: Onur ve üstünlük sahibi olan Allah, kendisine bir miktar çamur getirmesi için Cebrail'i yeryüzüne gönderdi. Yeryüzü dedi ki: "Beni eksiltmenden veya beni çirkinleştirmenden ötürü senden Allah'a sığınırım." Yeryüzünün böyle demesi üzerine Cebrail, oradan bir şey almadan geri döndü ve şöyle dedi: "Ya Rab! Yeryüzü sana sığındı. Sen de sığınmasını kabul buyur." Bunun üzerine Cenâb-ı Allah, Mikail'i yeryüzüne gönderdi. Yeryüzü ondan da Allah'a sığındı; sığınmasını Allah kabul buyurdu. Bunun üzerine yüce Allah, yeryüzüne ölüm meleğini gönderdi. Yeryüzü ondan da Allah'a sığındı. Ama ölüm meleği (Azrail) şöyle dedi: "Rabbim'in buyruğunu yerine getirmeden geri dönmekten ben de Allah'a sığınırım." Böyle dedikten sonra yeryüzünün tümünden bîr miktar toprak aldı, bu toprağı birbirine karıştırdı. Evet, bu toprağı yeryüzünün sadece belli bir mıntıkasından almamış, her tarafından; be-yaz, kırmızı ve siyah topraktan almıştı. Bu nedenle ademoğulları değişik renkli olarak dünyaya geldiler. Azrail, yeryüzünden aldığı toprağı yukarıya çıkardı. Islayıp yapışkan bir çamur haline getirdi. Sonra Cenâb-ı Allah, meleklere şöyle dedi: «Ben çamurdan bir insan yaratacağım. Onu yapıp ruhumdan ona üflediğim zaman ona secdeye kapanın.» (Sâd,71-72.) Allah onu kendi eliyle yarattı ki, İblis ona karşı büyüklük taslama-sın. Allah onu bir beşer olarak halk ettiğinde o çamurdan bir cesed halin-de idi. Cuma gününün ölçüsüyle onu kırk yıl bekletti. Melekler ona rastlayınca korkup ürktüler. En çok ürken de îblis idi. Onun yanına vardık-ça ona vuruyor, cesed de küpün tınlanışı gibi sesler çıkarıyordu. Allah Teâlânın "Pişmiş çamur gibi kuru balçıktan" (er-Rahmân, 14.) buyurduğu-dur. İblis, "Bu niçin yaratıldı?"der; cesedin ağzından girer, altından çı-kardı. Meleklere: "Bundan korkmayın. Rabbinizin içi dolu, bununsa içi boştur. Eğer ben buna sataşırsam bunu yok ederim." diyordu. Ademin cesedi, Allah'ın, içine ruh üfleyeceği aşamaya geldiğinde, meleklere hitaben Allah şu buyruğu verdi: "Onun içine kendi ruhumdan üflediğimde ona secde edin." Allah, ruhu ona üfledi; ruh, başına girdiğinde Adem aksırdı. Melekler ona: "Elhamdülillah söyle." dediler. O da söyleneni yaptı. Allah da ona: "Rabbin sana rahmet etsin." dedi. Ruh, Adem'in gözlerine girdiğinde o, Cennetin meyvelerine baktı. Ruh, karnına girdiğinde, yemek yemek istedi. Ruh henüz ayaklarına ulaşmadan, Cennet meyvelerine ulaşmak için aceleyle sıçradı. Bu, Allah'ın şöyle dediği esnada oluyordu: «İnsan aceleci olarak yaratılmıştır.»Cel-Enbiyâ, 37.) «Bunun üzerine, İblis'in dışında bütün melekler hemen secde etti-ler. O, secde edenlerle beraber olmaktan çekindi.» (ei-fficr, 31-32.) Her ne kadar büyük bir çoğunluğu israiliyattan alınmışsa da, yukarıdaki ifadelerin bir kısmını doğrulayıcı hadis-i şerifler vardır: İmam Ahmed b. Hanbel dedi ki: Abdüssamed, Enes (r.a.)'den rivayet ederek Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu söyledi: «Cenâb-ı Allah, Adem'in bedenini çamurdan yarattığında, kendi dilediği bir müddet kadar onu ruhsuz olarak bıraktı. İblis o ruhsuz cesedin etrafında dolaşmaya başladı. İçinin boş olduğunu görünce, onun hiç bir şeye sahib ve muktedir olamayan bir mahluk olduğunu anladı.» HADİS - 3 İbn Hibban, Sahihinde der ki: Hasan b. Süfyan, Enes b. Malik'den rivayetle, Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu söyledi: «Adem'in içine ruh üflenip de ruh, başına vardığında Adem aksırdı ve "Alemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun". dedi. Kutlu ve yüce Allah da ona: "Allah sana rahmet etsin." diyerek karşılık verdi.» Hafız Ebu Bekr el-Bezzar dedi ki: Yahya b. Muhammed es-Sekn, Ebu Hüreyre'nin merfu olarak rivayet ettiği bir hadiste şöyle dediğini nakletti: "Allah, Adem'i yarattığında Adem aksırdı ve "Elhamdülillah.» dedi. Rabbi de ona: "Rabbin sana rahmet etsin ey Adem" diyerek karşılık verdi. Ömer b. Abdülaziz dedi ki: "Melekler secde etmekle emrolunduklarında, ilk secde eden İsrafil olmuştu. Bunun üzerine Cenâb-ı Allah, mükafat olarak İsrafil'in alnına Kur'ân'ın yazılmasını emretmişti." Bunu İbn Asakir rivayet etmiştir. Hafız Ebu Yala dedi ki: Ukbe b. Mükerrem, Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet ederek Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu söyledi: «Allah Teâlâ, Adem'i topraktan yarattı. Sonra onu çamura dönüştürüp öylece bıraktı. Sonra işlenebilen kara bir toprak haline getirdi. Bu haldeyken onu yaratıp şekillendirdi ve bu vaziyette bıraktı. Nihayet pişirilmiş top-rak gibi balçık haline geldi. İblis, Adem'in bu durumdaki cesedinin yanı-na gelir ve: "Bu, önemli bir iş için yaratılmıştır." derdi. Daha sonra Allah, o cesede kendi ruhundan üfledi. Ruhun ilk aktığı yer, onun gözü ve genizi oldu. Bunun üzerine Adem aksırdı. Allah ona rahmet verdi ve: "Rabbin sana rahmet etsin." dedi. Sonra şu emri verdi: "Ey Adem! Şu topluluğun yanma git. Onlarla konuş.. Bak, ne diyecekler" Adem, o topluluğun yanma gidip selam verdi. Onlar da, "ve aleykesselam ve rahmetüllahi berekâtühü" diye karşılık verdiler. Allah dedi ki: - Ey Adem! Bu, senin ve zürriyetinin selamıdır. - Ya Rabbi, benim zürriyetim nedir? - Ey Adem! İki elimden birini seç. - Rabbimin sağ elini seçerim. Ama Rabbimin her iki eli de sağdır, Rabbi avucunun içini açtı. Adem bir de gördü ki zürriyeti, Rahman (olan Allah)'m avucu içindedir. Bu zürriyetinden bazı adamların ağızları nurdandı. O adamlardan birinin nurunu Adem pek beğendi ve sordu- - Ya Rab, bu kimdir? - Oğlun Davud'dur. - Ya Rab, ona ne kadarlık ömür takdir ettin? - Altmış yıl... - Ya Rab! Benim ömrümden al, onunkine elde ki, onun ömrü yüzyıl . olsun. Evet.. Allah onun dediğini yaptı ve böyle yaptığım şahitlere gösterdi. Adem'in yaşı ilerleyince Allah, ölüm meleğini ona gönderdi. Adem dedi ki: "Benim ömrümden daha kırk yıl kalmadı mı?" Ölüm meleği "Onu oğlun Davud'a vermedin mi?" diye sorunca "Adem inkar etti; zürriyeti de inkar etti. Adem unuttu; zürriyeti de unuttu.» HADİS - 4 Tirmizî dedi ki: Abd b. Hamîd, Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayet ederek Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu söyledi: «Cenâb-ı Allah, Adem'i yaratırken sırtını sıvazladı. Sırtından, Cenâb-ı Allah'ın kıyamet gününe kadar Adem'in zürriyetinden yaratacağı bütün insanlar düştü. Allah, o insanlardan herbirinin iki gözünün arasına nurdan bir parlaklık koydu. Sonra onları Adem'e gösterdi. Adem sordu: - Ey Rabbim! Bunlar kimlerdir? - Bunlar senin zürriyetindendirler. Bunlar arasında bir adamın iki gözü arasındaki nurdan parlaklık Adem'in çok hoşuna gitti, yine sordu: - Ey Rabbim! Bu adam kimdir? - Bu, senin zürriyetinden olup son ümmetler arasında gelecek olan Davud adlı biridir. - Ey Rabbim! Buna ne kadarhk ömür takdir ettin? - Ey Rabbim! Benim ömrümden kırk yıl alıp onunkine ekle. Adem'in ömrü sona erdiğinde kendisine ölüm meleği geldi. Adem: "Daha kırk yıllık ömrüm yok mu?" diye itiraz edince ölüm meleği: "O kırk yılı oğlun Davud'a vermedin mi?" diye sordu. Adem bunu inkar edince zürriyeti de inkar eder oldu. O unuttu, zürriyeti de unutur oldu. O günah işledi, zürriyeti de günah işler oldu.» HADİS - 5 îbn Ebi Hatîm'in, Ebu Hüreyre (r.a.)'den merfu olarak rivayet ettiği bir hadis-i şerifte şu ifadeler yer almaktadır: "Sonra Allah, Adem'in sır-tından düşen canlıları Adem'e gösterdi. Ve: "Ey Adem! Bunlar senin zürriyetindir." dedi. Adem bir de ne görsün! Bunların arasında cüzzamh alacalı, kör ve çeşitli hastalıklara müptela olanlar var. "Ya Rab! Be-nim zürriyetime niçin bunu yaptın?" diye sorunca Allah: "Nimetime şükredesin diye...." karşılığım verdi. Heysem b. Harice, îbn Ebi Derda'dan rivayet ederek Peygamber (s a.v.)'in şöyle buyurduğunu söyledi: « Cenâb-ı Allah, Adem'i yaratır-ken sağ omuzuna vurdu, inci gibi bembeyaz zürriyetini çıkardı. Bu defa sol omuzuna vurdu. Ateş yanığı gibi simsiyah zürriyetini çıkardı. Sağındakine: "Cennet'e... Ben karışmam." dedi. Solundaki neyse: "Ateşe... Ben karışmam." dedi. HADİS - 6 îbn Ebi Dünya dedi ki: "Halef b. Hişam, Hasen'in şöyle dediğini riva-yet etti: "Cenâb-ı Allah, Adem'i yaratırken cennetlik kimseleri onun göğsünün sağ tarafından çıkardı, cehennemlik kimseleri de göğsünün sol tarafından çıkardı. O'nun bedeninden çıkarılan bu zürriyeti, yeyüzüne atıldılar. İçlerinde a'ma, alacalı ve çeşitli hastalıklara müptela kimseler vardı. Adem dedi ki: "Ya Rab! Çocuklarımı hep eşit kılsaydın olmaz mıydı?" Cenâb-ı Allah şu karşılığı verdi: "Ey Adem! İstedim ki bana şükredilsin.» Bunu Ebi Hatîm ve "Sahih" adlı eserinde îbn Hibban rivayet etmiş, demiş İd: Muhammed b. İshak b.Huzeyme, Ebu Hüreyre (r.a.)'den riva-yet ederek Rasûlullah (s.a.v.)'m şöyle buyurduğunu söyledi: «Cenâb-ı Allah, Adem'i yaratırken içine ruh üflediğinde Adem aksırdı. "Elhamdülillah" dedi. Allah'ın izniyle ona hamdetti. Rabbi ona şu buyruğu ver-' di: "Rabbiıı sana rahmet etsin ey Adem! Bir kısmı oturmakta olan şu melekler topluluğuna git, onlara selam ver." Adem, yanlarına gidip; "Esselamü aleyküm.» dedi. Onlar da; "Ve aleykümüsselam ve rahmetullah." diyerek karşılık verdiler. Adem geri döndüğünde Rabbi ona şöyle dedi: "Bu, hem senin selamın, hem de evlatlarının kendi aralarındaki selamıdır." Elleri yumuk olarak Rabbi ona dedi ki: - Ellerimden hangisini dilersen onu seç. - Rabbimin sağ elini seçtim. Rabbimin her iki eli de sağ ve mübarek-tir. Sonra Rabbi her iki elini açtı. Bir de baktı ki avuçlarının içinde Adem ve zürriyeti var. Sordu: - Ey Rabbim, kimdir bunlar? ~ Bunlar, senin zürriyetindir. Adem bir de baktı İd, Allah'ın avuçlarında bulunan insanlardan her birinin yaşayacağı ömrü, iki gözünün arasında yazılmış. Bir de ne gör-sün: O insanların en parlak yüzlüsüne sadece kırk yıllık bir ömür yazıl-mış. Dedi ki: - Ey Rabbim, kimdir bu? - Bu, oğlun Davud'dur. Allah, onun için kırk yıllık ömür yazdı. - Ey Rabbim! Bunun ömrünü arttır. - İşte ona kırk yıllık ömür yazdım. - Ben, Ömrümün altmış yılını ona verdim. - Dediğin gibi olsun. Sen Cennet'te kal. Adem Cennet'te, Allah'ın dilediği müddetçe kaldı. Sonra oradan in-di. Yeryüzüne indikten sonra yaşadığı ömrünü kendince sayıp hesaplı-yordu. (Günün birinde) yanına Ölüm meleği geldi. Adem: "Çabuk geldin. Oysa benim için bin yıllık bir ömür yazılmıştı." dedi. Ölüm meleği: «Öy-ledir, ama bu ömründen altmış yılı oğlun Davud'a vermiştin." diye kar-şılık verince, Adem inkar etti. Dolayısıyla zürriyeti de inkar eder oldu. O unuttu, zürriyeti de unutur oldu. İşte o günde (anlaşma ve akidlerin) yazılarak şahitler huzurunda yapılması emredildi.»