Ramazana Başlarken

Ramazana Başlarken

 

RAMAZANA BAŞLARKEN

  Kainatın en şerefli varlığı olan insanoğlu, yaratıcı kudret karşısında O’na olan sevginin, boyun bükmenin, şükür ve hamd etmenin göstergesi olarak ibadet etmekle yükümlü kılınmıştır. İbadet sırf Allah için, Allah rızası için yapılması gerektiği bildirilmiştir. Gerçekten de yaratan, yaşatan ve öldüren Allah’tan başka ibadete layık olan bir varlık yoktur. İbadetin amacı nefsin terbiye edilmesi ve disiplin altına alınması yoluyla insanın manen kemale ermesidir. Allah’a ibadet gönüller için üstün bir haz, bir zevk ve bir nimet, ruhlar için bir vuslat, kısaca insanın dünya ve ahirette mutluluğu olacaktır. İbadet üç şekilde olur. Beden ile yapılan, mal ile yapılan, hem beden hem de mal ile yapılan ibadetler. Namaz ve oruç beden ile yapılan ibadetlerdir. Zekat ve sadaka mal ile yapılan ibadetler, Hac ibadeti ise hem beden hem de mal ile yapılan ibadetler grubuna dahil olmaktadır. Ramazan ayında çeşitli ibadetler cem olmuştur. Ramazan ayı deyince ilk aklımıza gelen ORUÇ’tur.  Oruç Farsçadaki rüze kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Arapçası saum ve siyamdır. Orucun farz kılındığını bildiren ayetler şunlardır. << Ey iman edenler! Sizden öncekilere olduğu gibi, size de oruç tutma farz kılınmıştır. Bu sayede kendinizi koruyacaksınız. Oruç sayılı günlerdedir. İçinizde hasta veya yolculukta olanlar başka günlerde tutabilirler. >> Bakara 183-184 <> Bakara 185 Oruç: Kelime anlamı; Bir şeyden uzak durmak bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek demektir. Fıkıh terimi olarak ise; Ramazan ayında tan yerinin ağarması(şafak atması)ndan, güneşin batmasına kadar Allah’ın emrini yerine getirmek için yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden nefsi alıkoymaktır. Oruç, peygamberimizin hicretinden bir buçuk sene sonra şaban ayının onuncu günü farz kılınmış olup İslam’ın beş şartından biridir. Peygamberimiz bu hususta “İslam beş şey üzerine kurulmuştur. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz Muhammed’in onun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek, gücü yetenler için Beytullah’ı ziyaret etmektir(Hac etmektir)” buyurmuştur. Oruç nefsin irade eğitimine, açlık ve sonsuzluğun verdiği sıkıntıya dayanma yönüyle de sabır eğitimine dönüşmektedir. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ruhun arındırılıp yüceltilmesinde oruç etkili bir yoldur. Aşırılıkları törpülemenin bir çaresidir. Onun için Ramazan ayı denince aklımıza hemen oruç gelmektedir. Peygamberimiz (S.A.V) “Kim iman ederek ve sevabını Allah’tan umarak ramazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir” buyurmaktadır.  Buhari Saum 6 İkincisi ramazan ayı denince aklımıza TERAVİH gelir. Teravih Arapça Terviha’nın çoğuludur. Rahatlatmak, dinlendirmek gibi anlamlara gelir. Ramazan ayına mahsus olmak üzere yatsı namazından sonra kılınan her iki rekattan sonra oturuş terviha olarak adlandırılmış, sonradan teravih kelimesi ramazan gecelerinde kılınan nafile(sünnet) namazın adı olmuştur. Teravih namazı yirmi rekâttır.  Yatsı namazından sonra vitir namazından önce kılınır. Her iki rekâtta bir selam verilir, her dört rekâtta biraz istirahat edilir. Hz. Peygamber Efendimiz teravih ile ilgili şöyle buyurmuştur. Bu hadisi Ebu Zer (RA) rivayet etmiştir. “Ebu Zer şöyle nakletmiştir. Biz Resulullah ile birlikte oruç tuttuk. Ramazan bitmesine yedi gün kalıncaya kadar bize nafile namaz kıldırmadı. Ramazan bitmesine yedi gün kalınca gecenin üçte birine kadar namaz kıldırdı. Ramazanın yirmi dördüncü günü bize namaz kıldırmadı. Ramazanın yirmi beşinci günü gece yarısına kadar bize namaz kıldırdı. Ben dedim ki: Ya Resulallah sabaha kadar namaz kılsak. Bunun üzerine Hz. Peygamberimiz kim teravih namazını imamla birlikte kılarsa bütün gece ibadet etmiş sayılır. “ buyurdu.  Ebu Davut c:2 sf:50 Üçüncüsü Ramazan ayı deyince aklımıza Kur’an tilaveti ve Kur’an’ın indirilmesi gelir. Tefsir alimleri Kur’an-ı şu şekilde tarif etmişlerdir: Kur’an Arapça “Karae” fiilinden gelir ve okumak ve ezberlemek anlamındadır. Terim olarak ise Kur’an: Allah kelamıdır(sözüdür), mucizedir. Hz Peygambere peygamberlik müddeti içerisinde indirilmiştir. Cebrail vasıtasıyla indirilmiştir. Arapçadır. Hidayet kaynağıdır. Tevatür yoluyla gelmiştir( Yalan söylemeleri mümkün olmayan büyük toplulukların nakletmesiyle). İki kapak arasında muhafaza edilmiştir. Yani Mushaf’tır, okunmasıyla ibadet edilir. Kur’an-ı Kerim ramazan ayında indirilmeye başlamıştır. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de << Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. >> Bakara 185 Ayrıca ramazan ayı gelinde Cebrail (AS) Hz Peygambere gelir, o zamana kadar inen Kur’an ayetlerini okur, Hz Peygamber (AS) da dinlerdi. Sonra Hz Peygamber (AS) okur Cebrail (AS) dinlerdi. Buna arza tabir olunur. Zamanımızda hafızların ramazan ayında Kur’an-ı Kerimi okumaları cemaatin de dinlemesine mukabele denilmektedir. Kur’an’ın okunmasında büyük sevap vardır. Hassaten, özellikle ramazan ayında okunması, ayrıca mealinin okunması ve anlaşılması büyük önem arz eder. Dördüncüsü ramazan ayı denince aklımıza ZEKÂT ve SADAKA-YI FITIR gelir. Zekât Arapça “zekâ” fiilinin mastarıdır. Temizlemek ve artmak anlamındadır. Terim olarak zekât: Belli malları, dinin tayin ettiği miktar ile zekât verilecek kimselere vermektedir. Zekât hicretin ikinci yılında oruçtan önce farz kılınmıştır. Zekâtın sosyal yönden birçok faydası vardır. Zekât malın sigortasıdır. Hz Peygamber efendimiz “ Mallarınızı zekât ile kale içine alınız, hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz, bela ve musibetleri dua ile geri çeviriniz” buyurmuştur. Zekâtı gerektiren malların zekâtı sene dolunca verilmesi gerekir. Ramazan ayı dışında da zekât verilir. Fakat hem bereket hem de hesabı kolay olsun diye insanlar zekâtlarını ramazan ayında verirler. FITIR SADAKASI ile  Fıtr sözlükte orucu açmak, fıtra: yaratılış anlamına gelir. Türkçemizde fitre şeklinde söylenen fıtır sadakası terim olarak: Ramazan bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler için verdikleri mali bir ibadettir. Fıtır sadakasına baş zekâtı, beden zekâtı da denmektedir. Ramazan ayı içerisinde ve bayram namazı kılınmadan önceye kadar verilir. Fakirlerin bayram sevincine iştirakleri sağlanır. Beşincisi ramazan ayı denince aklımıza KADİR GECESİ gelir. Kadir denmesi yüksek kıymete haiz olmasındandır. Değeri yüksek, paha biçilmez anlamına gelir. Ramazanın on yedisinden sonra tekli günlerde aranması, halk arasında ramazanın yirmi yedinci gecesi kadir gecesi olarak biliniz. Kur’an-ı Kerim’de bu gece ile ilgili Kadr Süresi vardır. <> Kadir Süresi Kadir gecesinde “Ey Allah’ım sen affedicisin. Affetmeyi seversin. Öyle ise beni affeyle” diye dua etmelidir. Altıncısı ramazan deyince aklımıza İTİKÂF gelir. Fıkıh terimi olarak itikâf: Bir camide ibadet niyetiyle ve belirli kurallara uyarak inzivaya çekilmek demektir. Hz Peygamber (S.A.V) her yıl ramazanın son on gününde itikâfa çekildiğini, hanımlarının da genelde evlerinde itikâf yaptığı hadis kitaplarında nakledilmiştir. Hanefi mezhebine göre itikâf müekked sünnet olarak değerlendirilir. İtikâf insanı dünyevi meşgalelerden uzaklaştırıp daha fazla ibadete vesile olması, hayatın anlamı üzerinde tefekkür etme imkânı sağlar. Ramazan ayı çok değerli bir zaman birimidir. Ramazan’ın kelime anlamı: Yaz sonunda güz mevsiminin evvelinde ilk yağmurun yağmasına Araplar Ramza derler. Bu yağmur yeryüzünü yıkayıp tertemiz yaptığı gibi, ramazan ayı da ehli imanı günahlardan yıkayıp gönüllerini tertemiz yapar. Samid oğlu İbade’den rivayet edilmiştir ki Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurdu. Ramazan ayı geldiği bir günde: İşte ramazan geldi. Allah bu ayın bereketiyle gönülleri sevap yönüyle zenginleştirir. Bu ay da rahmet saçılır. Günahlar bağışlanır. Duaları kabul olur. Allah sizin boyunuzu boşunuza şeklinize bakmaz. İmanınız ve ibadetlerinize bakar. Ve sizinle iftihar eder. Öyle ise Allah yanında hayırlı olmaya bakın. Günahkâr kişi Allah’ın rahmet ve bereketinden mahrum olan, nasibi olmayan kişidir. Ramazan ayını değerlendiren, Allah’ı zikreden, mağfirete kavuşur. Allah’tan dileyen de boş dönmez.” Buyurmuştur. Hepinizin Ramazan Ayını tebrik eder, bağışlanmaya vesile olmasını dilerim.  

Mustafa Koçyiğit

Vakıf Müdürü

Emekli Müftü