EY RESUL! SEN OLMASAYDIN BİZ BUNLARI BİLEMEZDİK!

EY RESUL! SEN OLMASAYDIN BİZ BUNLARI BİLEMEZDİK!

"Ey Resûl! Sen Olmasaydın Biz Bunları Bilemezdik!" Her insan, cenneti veya cennet gibi bir hayatı yaşamak ister. Ama bir de cehennem vardır. Kimse cehennemi veya cehennem gibi bir hayatı yaşamak istemez. İstemez ama girdiği ve tuttuğu yol-yordam yanlış ise cehenneme veya cehennem gibi bir hayata yuvarlanır. Ne cenneti, ne cehennemi, ne iyiliği, ne de kötülüğü ortadan kaldırıp yok etmeye gücümüz yetmez. Bu bizim kaderimiz; lakin imtihan alanımızdır. Yaratan, sistemi böyle kurmuş. Ondan sual etmek, boş bir iştir. Gerçeğe bakalım. Yer gök, dağ taş, canlı cansız her şey yaratılışın yasalarına uyar. Yer çekimini yok edemezsiniz. Bu yasaların tek bir istisna var: İnsan iradeli bir varlık olarak yaratılmış olup iyilik ve kötülük arasında seçim yapma yetisine sahiptir. Bu, Rabbu’l âlemîn’in insanlara özel lütfudur. İmtihanı kazanan ebedi mutlu olur, kazanamayan ebedi mutsuz olur. İmtihan alanımız, kötülükle mücadele etmek ve iyiliği ikame etmektir. İyilik yapmak iyiliktir; lakin kötülüğü ortadan kaldırmak, bizatihi iyiliktir. KÖTÜLÜK Hz. Peygamberin (a.s,) dünyayı ışıtan emsalsiz sözü bize cennete giden yolu göstermektedir: “Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle ortadan kaldırın. Ona gücünüz yetmezse dilinizle ortadan kaldırmaya çalışın. Ona da gücünüz yetmezse kalbinizle buğz edin. Bilin ki bu da imanın en zayıf noktasıdır.” Yeryüzünü kaplayan kötülüğü, zulmü, adaletsizliği, ahlaksızlığı, insanların bir kısmının insanlıktan çıkarak canavarlardan daha beter hale geldiğini anlatmaya kelimelerin yeteceğini sanmıyorum. O halde cennete giden yolumuzu tıkayan şu koca pislik dünyasını nasıl temizleyeceğiz? Hadisi bilenlerin çoğu bunu bireysel anlamda yapılacak bir iş zannederek bir adamın kötü hareketlerine eliyle, diliyle, kalbiyle mani olmak şeklinde anlıyor ve kâinat çapındaki manayı son derece daraltıyorlar. Oysa kıyamete kadar insanlık için çıkarılmış örnek (model) bir ümmet olup iyiliği emretmek, kötülükten men etmek göreviyle görevlendirilmiş bir ümmet var. Bu görev, bireysel görevleri ortadan kaldırmaz. NASIL YAPALIM? Kötülüğü el ile ortadan kaldırmak, yerine göre tokat, sopa, silah, savaş uçağı olduğu kadar (caydırıcı olması için) nükleer silahlar yapmak gerekmez mi? Zira kötülükler üstümüze bu silahlarla geliyor. Dil ile ortadan kaldırmanın araçları eğitim, dil, tebliğ, yazı, gazete, kitap, reklam, görsel ve görsel olmayan iletişim araçları; televizyon, internet, sosyal medya hatta hackerlık, istihbarat, sinema, gösteriler, konferanslar, konserler, spor vs… Aklınıza gelen ne varsa. Bunlar da dil ile yapılacak kötülükle mücadele araçları ve alanlarıdır. Zira kötülüğün sahipleri üstümüze bunlarla geliyorlar. Kötülük canavarlarının araçlarından daha güçlü araçlar yapmadan onlara mağlup olmamak nasıl mümkün olur? Anlatılanlar sözde kalmamalıdır. Hemen herkes işini zirve noktalara taşıma sorululuğunu yerine getirmek üzere harekete geçmelidir. Bazı şeyler yapılmış ve yapılmakta olsa da henüz kötülüğü tarihin ve dünyanın çöp çukuruna atacak düzeyde değildir. Kalb ile buğz etmek ise ruh, zihin ve gönül dünyasında iyiliğin safında yerini belirleme iradesidir. Lakin bu durum, kuvveden fiile geçmedikçe imanın en zayıf noktasıdır. En zayıf nokta olarak ifade ediliş olması, tehlike sınırını ve mücadeleyi kaybetme riskini işaret etmektedir. Hadis-i şerif, bireysel çapta olduğu kadar toplumsal (millet ve ümmet ) çapında da asla savsaklanmayacak görevleri ifade etmektedir. Ey Resûl! Sana salât ve selam olsun! Sen olmasaydın biz bunları bilemezdik. Mustafa YILDIZEY